31 Ekim 2013 Perşembe

Ortaya Karışık Fotoğraflar 2

Ben bu post başlığını sevdim sanırım kullanmaya devam edeceğim.

Sıcacık poğaçalar



Misafirlikte Çay keyfi


O nasıl bir bakış :D

Park Bornova'da (İzmir)  karting
Tavada pratik pizza bayılıyorum desem yeridir:)


Ananas konservesi

Un çorbası

Hoşça kalın...

28 Ekim 2013 Pazartesi

Bayramda Ne Giydim? Outfit of the eid al-Adha

Bayram postu için biraz gecikmiş olsam da bayram da giydiğim kombini paylaşmak istedim.


Lavanta kokulu eşarbım ve incili yakalığım.


Kırık beyaz dantel işlemeli bluzum


Bordo renkli dantel detaylı kloş eteğim





Hoşça bakın zatınıza ;)

25 Ekim 2013 Cuma

Nar Ağacı_ Nazan Bekiroğlu _Kitap Yorumları 7

" Sen öyle çağırmasan
                 Ben böyle gelmezdim."


Havaların soğuduğu şu günlerde evde sıcacık çayınızla keyif yaparken okuyabileceğiniz bir kitap.

Trabzon ve Tebriz!de doğup birbirine akan iki ırmak...

Sadece sıradan bir aşk hikayesi değil.

Kitabın arka yüzünde yazıldığı gibi;


Nazan Bekiroğlu'ndan Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-İstanbul hattında geçen muhteşem bir roman. 

Balkan Savaşı döneminde başlayıp I. Dünya Savaşı'na uzanan bir öykü...

Trabzon'dan ve Tebriz'den doğup birbirlerine doğru yol alan iki hayat; önce deli akan sonra durgunlaşan iki ırmak... Aslında çok ırmak... Tebriz'in en büyük, en asil halı tüccarının deli fişek oğlu Settarhan ve Trabzonlu inci tanesi Zehra... 
Ateşin bakışlı ateşin duruşlu; ırmağını kendi bildiğince alev ateş akıtmayı seçen bir genç kız Azam. Adı ne aşk ne de dostluk olan bir duyguyla Settarhan'ın ırmağına dolanan Batumlu kitapçı Sophia. Acıyla yoğrulan, yoğruldukça durulaşan, kendi varlıklarını sevdiklerinin varlığında eriten Büyükhanım ve Hacıbey...
Ve hep kendi içine doğru akan, kendi ırmağını gencecik yaşta milleti için kurutan, Trabzon'un "kırık kafiyesi" İsmail, ah İsmail...

İki büyük savaşın savurup yeniden şekillendirdiği hayatlar, muhaceret, mücadele, kader, farklı inançların aktığı ortak zemin, üç ülke ve üç sevda Nazan Bekiroğlu'nun mürekkebi aşk olan kaleminde buluştu. "Nar Ağacı" hayal kadar zengin, roman kadar güzel, tarih kadar gerçek bir hikâye… İncelikle işlenmiş karakterleri, son derece zengin detayları ve dönemi anlatmadaki maharetiyle okuyanı çarpacak ve yıllarca unutulmayacak bir kitap...



Türkçe (Orijinal Dili:Türkçe)
536 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 21 cm 
İstanbul, 2012




Ben çok keyif aldım. Özellikle Settarhan ve Zehra'nın ilk buluşma anlarındaki iç seslerine ait konuşmalar etkileyiciydi.

Bir yolunu bulup kitabı okuyun derim. Nazan Bekiroğlu hocamın kalemine sağlık ne de güzeldi öyle...

Sıradaki kitabım Sabahattin Ali'nin meşhur kitabı Kürk Mantolu Madonna.

Haydi bismillah :)

22 Ekim 2013 Salı

Kolay Yufka Mantısı Tarifim

Sevmediğim daha doğrusu yemediğim yemek yok gibidir. Küçükken soğan,sarımsak gibi  ya da garip kokulu yemekleri yiyemezdim. Sağ olsun annem de sağlıklı beslenmeye çok düşkün olduğu için evde çok sebze yenirdi. Büyüdükçe Rabbimin verdiği her nimetin ayrı bir güzelliği ve faydası olduğu bilincine vardıktan sonra yemek seçmiyorum çok şükür:) Bir dilim  ekmeğe muhtaç insanlar var bu dünyada yaşayan. O yüzden lütfen hiçbir yemeği yememezlik yapmayalım ve çöpe atmayalım inşallah. Rabbim ülkemize her çeşit meyve ve sebzeyi sunmuş. Şükrümüz bol olsun inşallah;)  

Mantı da sevdiğim yemeklerden biridir. Ama tabi kayseri mantısını açmayı hiç denemedim. Kolayı her an evde olabilecek malzemelerden yufka mantsı yaptım hem lezzetli hem basit. Ya da ben sevdiğim için bana öyle geliyor da olabilir bilemiyorum:)

Bu aralar hem yemek postları giriyorum sanırım ev(lilik) moduna iyice alışıyorum. Hadi başlayalım kolay mantımızı yapmaya;)

Malzemeler:
Yufka 
300 g kıyma
Tuz
Karabiber
Kırmızı pul biber
Kekik
Et suyu
Kırmızı toz biber
Yağ
Yoğurt

Miktar vermedim biz iki kişiyiz malum. O yüzden göz kararı yiyeceğimiz öğün kadar hazırladım. Kalanı da buzluğa atabilirsiniz benim gibi..

 Kıymanın içine istediğimiz baharatları karıştıralım.


Benim elimde baklavalık yufka vardı bimden. Biliyorsunuz o da çok ince ve kuruyarak kırılan bir yapısı var.
O sebeple ikiye katladım ve ince şekilde kıymayı baştan başa dizerek rulo yapalım. Normal yufka kullanırsanız katlamaya gerek yok. Benimkiler parçalandığı için katladım.

 Rulo olarak sardıktan sonra bir parmaktan biraz daha geniş olacak şekilde kesiyoruz.


Resimde dondurucuya koymak için ayırdıklarımı görüyorsunuz..
 Toprak güveç kaplarına koyuyoruz ve fırına veriyoruz, kızarınca üzerine et suyu döküyoruz ve çekmesi için 5 dk. daha bekletiyoruz fırında.


Fırından  çıkartınca üzerine yoğurt ve biberli yağımızı döküp afiyetle yiyoruz. Ayy yazarken bile canım çekti :))
Afiyet şifa olsun ...

14 Ekim 2013 Pazartesi

İstanbul ziyaretimden geriye kalanlar - The rest of my visit to İstanbul 4

Son İstanbul'a gittiğimde kendimi alışverişe vurmuşum sanırım. Yüzük ve küpe takıntım var.
Çok seviyorum:))
İşte bunlar da yeni küpeciklerim:)

Beyaz kalp küpelerim..

 Hem taşlı hem kurdeleli :)


Pembe çileklerim:) Evet itiraf ediyorum en çok bunları taktım (:

Sizce nasıllar?

4 Ekim 2013 Cuma

ÇEKİLİŞŞŞŞŞ VAR !!

Bulut ağacı blog sahibesi çekiliş yapıyormuş. Hem de kazanan 3 kişi olacak ve hediyeleri görünce katılacağınıza eminim. Herkese bol şanslar...




1 Ekim 2013 Salı

Ortaya Karışık Fotoğraflar

Selamun Aleyküm,
Bu yazım tamamen ortaya karışık fotoğraflardan oluşmaktadır.
Nereye gittim, ne yedim , ne gördüm..

Normalde mantarı çok seven birisiyimdir. Ama marketlerde satılanların dışında hiç almadım güvenerekten.
Sakarya'da yediğim lezzetli kanlıca mantarı. Pişmeden önce turuncu ve iri gövdeli. Piştikren sonra ise bu şekilde..Ben çok sevdim:)

Yine ilk kez denediğim bir lezzet: Hünnap Yeterince bilinen bir meyve değil ve pahalı da.Görüntüsü iğdeye benziyor ama içi yeşil elma renginde tadı da tatlı. Şahsen ben İstanbul'da iken pazarda görmedim hiç. Alan var mı acaba aranızda? (İngilizce adı: jujube )


Lüks lambası: Yine ilk kez gördüğüm bir aydınlatıcı. Piknik tüpüne monte edilmiş üst kısmı camdan oluşuyor. Fotoğrafı çeviremedim kusura bakmayın.

Geçen pazar kahvaltıya Çiçekliköy'e gittik. Çok büyük bir yer ama nasıl kalabalık bir görseniz..
Çiçekliköy Manisa -İzmir karayolu üzerinde. Manisa'dan 15 dk. uzaklıkta. Bornova'ya 5-6 km mesafede.  Sadece kahvaltı değil yemek yemek için de gidilebilecek restaurantlar var. Doğayla içiçe yemyeşil bir yer..Bir de milli park var bu köyde ancak giriş ücretli.


Topkek pastası: Pratik ve lezzetli bir tatlı. İsteyen olursa tarif paylaşabilirim daha sonraki postlarımda



Eti Hoşbeş misket limonlu gofret: Gofret severleri görelim :))

Manisa Turgutlu'da Sevilen Otel'e bağlı Sevilen Balkaymak 'da kahvaltı sonrası getirilen kahve-soda-çikolata üçlüsü çok iyiydi. Çalışanlar da güler yüzlü daha ne olsun:)