26 Eylül 2013 Perşembe

Kızılcık Marmelatı / Cranberry Marmalade

C vitamini deposu Kızılcık o kadar faydalı bir meyve ki sağlık için bol bol tüketmek gerekiyor. Ama bildiğiniz gibi tadı biraz mayhoş. Bol ve ucuz bulunan bir meyve de değil maalesef:( Mevsiminde olmuşlarını bulunca tüketmek gerekir diye düşünüyorum. Pazardan 1kg almıştım ve marmelat yaptım güzel de oldu. Denemek isterseniz şuan tam mevsimi kaçırmayın derim;) Gelelim kolay tarifimize :

Malzemeler:
1 kg olgun kızılcık
1 bardak su (haşlamak için)
1 çay bardağı su (pişirme sırasında eklemek için)
4 bardak şeker (tepeleme)
1 limon

Kızılcıklar iyice yıkanır ve bir bardak suda yumuşayana kadar haşlanır.



 Büyük delikli telli süzgece alınır ve altına genişce bir kap koyulur. Çekirdekleri kalana kadar ezme işlemine devam edilir.
 Elle ezme işlemini yapmak daha kolay oluyor..

Çekirdeklerinden kurtulduk üstte kaldı çok şükür:)

Kalan görüntü koyu pembe salça gibi :) 

Haşladığımız aynı tencereye koyulur ve 4 bardak şeker, 1 çay bardağı (dolu) su eklenerek kaynatılır.


1 limon suyu ilave edilir.

 45-50 dk. kadar kaynatılır.
 Karıştırmaya devam ederseniz dibi tutmaz. Aman dikkat çok fazla sıçrama yapıyor yanmamaya dikkat edin;)


Köpüklerini aldıktan sonra sıcak sıcak kavanozlara doldurulur.
 Biri büyük biri küçük iki kavanoz çıktı

 Soğuduktan sonra servise hazır. Kahvaltılarda kaymak ile tüketmek güzel oluyor. Afiyet olsun:) 


Not: Soğudukça daha çok koyulaşıyor kıvamı

Kızılcık idrar yolları enfeksiyonlarına çok iyi geliyor. Kızılcığın  diğer faydalarına ulaşmak için : TIKLAYINIZ

Değmesin Yağlı Boya Header Çekilişi Yapıyor !!!




Değmesin yağlı boya 10 kişiye header(anasayfada bulunan geniş resim)hediye ediyor 10 kişiden biri olmak için buraya tıklayın:Mutluluğum Seninle Artsın-Şartsız 10 header Hediye!



20 Eylül 2013 Cuma

Çekiliş varmış Gök Delindi Tasarım Yağıyor daaa :)

Gök delindi tasarım yağıyor blog sahibesi çekiliş yapıyormuş hem de bugün son gün katılmak isterseniz ;




İnşallah bana çıkar hediyeler çok güzelmiş :))

Hayırlı Cumalar

Sevgiler


17 Eylül 2013 Salı

Şehzadeler Şehri Manisa'yı Gezelim 1

Manisa'ya İstanbul'dan geliyorsanız geliş güzergahınız İstanbul-Eskihisar-Topçular-Yalova-Orhangazi-Gemlik-Bursa-MustafaKemalPaşa-Susurluk-Balıkesir-Kırkağaç-Akhisar-Saruhanlı- Manisa (merkez) yönünde . Büyük ilçeleri yazdım tabiki. Yoksa dağlar,ovalar,bir sürü ilçe ve köyden geçiyorsunuz. Otobüsle 7.5 saat arabınızla 6-6.5 saat olarak düşünün. Hatırladığım kadarıyla Manisa sınırına girdikten sonra ilk olarak Kırkağaç ilçesine bağlı Gelenbe köyünden geçiyorsunuz. Manisa'nın merkezi il sınırlarının en güneyinde yer alıyor ortada değil yani. Bu sebeple İzmir'e çok yakın 35 km (20-25 dk). Kırkağaç köylerinden geçtikten sonra Akhisar ilçesi geliyor. Manisa'nın en büyük ilçesi ve Manisa'ya 55 km -45 dk uzaklıkta. Manisa sınırlarına girdikten sonra kuzeyden güneye inecek şekilde yaklaşık 130 km sınırı var. 130 km sonunda İzmir'desiniz artık. 

Manisa (Eski adı Magnesia): simgesi üzüm ve manisa lalesi. Mesir macunu,üzümü,zeytini,kavunu,tütünü, tarzanı (evet evet duymadıysanız google da araştırabilirsiniz), manisa kebabı, cilveli kahvesi,Şevketi bostan (bir çeşit ot) yemeği  (benim bildiklerim bunlar) ile meşhur. Daha fazla yemek için TIKLAYIN 


Ege bölgesi tarıma elverişli olduğu için çok fazla ot türü mevcut. Bu sebeple bir sürü ot yemekleri var. Ben de sirken otu ile bir tarif vereceğim yakında. Takipte kalın ;)

Magnesia adı magnezyum elementinden geliyor. Magnezyum elementi de şehri çepeçevreleyen Spil dağı'nda bolca mevcut. Şu anda şehirde Magnesia adlı bir alışveriş merkezi mevcut.

Kırkağaç- Kavunu meşhur

Akhisar- Zeytin, Köfteci Ramiz, Keskinoğlu Tavuk

Alaşehir (Eski adı Filedelfia)-Sultaniye Üzümü (Laf aramızda acayip güzel kirazları var yedim. Son yıllarda üretimi artmış ve AB ve Rusya ülkelerine ihraç ediliyormuş.Maalesef Türkiye pazarına girmiyor bunun için üzüldüm. Çünkü iri iri, koyu renkli,etli ve sulu kirazlar ağzınıza layık:)) 

Kula- Peri bacaları

Soma- Tahin helvası, ceviz lokumu, termik santrali 

Turgutlu- Üzüm, pamuk, Urganlı kaplıcaları, CP piliç

Ahmetli- Üzüm üzümmmm

Selendi- Tütün

Gördes- Tütün, Halı

Gölmarmara- Karpuz,domates, kırmızı biber ve adını aldığı Marmara gölü 

Salihli- Kiraz, Üzüm, Kurşunlu Kaplıcaları

Diğer ilçeleri için yorum yapamıyorum.

Bu kadar genel bilgi ve tanıtım yeter sanırım daha fazlası için google'a başvurabilirsiniz :)

Bu postun devamı gelecek ...


Manisa Rüzgar Türbinleri






Yol kenarındaki kırkağaç kavunu satıcıları


Meyve Bahçeleri









Akhisar ovasına inerken




 Tüm ihtişamıyla Spil Dağı..








Adını Manisa'nın eski adından alan alışveriş merkezi : Magnesia



9 Eylül 2013 Pazartesi

Hünkar Beğendi Tarifim

Bu aralar sürekli ne pişirsem ne pişirsem diye  düşünüp buluyorum kendimi. Yeni evliyiz ee 2 kişi olunca da yemek hemen bitmiyor. 2 gün üstüste aynı yemeği yemek yerine elimi aza alıştırmaya çalışıyorum. Çünkü eşim 2 gün aynı yemeği yemeyi sevmiyor. Evde patlıcan vardı, yine böyle nette yemek araştırırken Hünkar Beğendi 'yi gördüm ve buna karar verdim. Ama ordaki tarife uymadım. Çünkü o tarifler en az 4-5 kişilik oluyor. Benim tarifim şöyle:

Malzemeler:
Yaklaşık 300 g dana kuşbaşı
1 adet soğan
2 adet yeşil biber (acı değil)
Konservelik domates (Yoksa 1 büyük domates)
4 adet küçük boy patlıcan 
Tuz,karabiber

Beşamel sosu: 1 su bardağı süt, 1 yemek kaşığı un, tereyağ

Manisa'da yaşıyorum biliyorsunuz.Sıcağını hiç sevmiyorum. Etrafı Spil dağı ile çevrili olduğu için hava akımı pek yok rüzgara hasretim yani. Serinlemek için en iyi çare ya Spil dağına çıkmak ya da 25 dk. uzaklıktaki İzmir'e deniz kenarına inmek. Ama buranın iklimi sayesinde tarım çok gelişmiş durumda. İlçelerinde bahçecilik ve meyvecilik çok yaygın. Patlıcanın bir çok çeşidi mevcut biliyorsunuz. Benim pazardan aldığım patlıcanlar şu şekilde görünüyor. Bunun cinsi manisa çizgili patlıcan diye biliniyor. Resimdeki gibi açık mor ve beyaz çizgiler var. Bostan patlıcanları da (yuvarlak olanlar) böyle çizgili olarak görmüştüm. Tabi bana değişik geldi İstanbul'da bildiklerim hep uzun ve mor -siyah patlıcanlardı. Tarife devam edeyim öncelikle patlıcanları ocakta közleyip kabuklarını soyuyoruz.


  
Soğanımız rendeleyip biberlerimizi küçük küçük doğruyoruz.

Tencereye az bir sıvı yağ koyup etlerimizi kavuruyoruz. Etlerin kırmızı rengi gittikten sonra soğan ve biberi ekleyip kavurmaya devam ediyoruz.

Pişmeye yakın domatesimizi de ekliyoruz. Tuz, karabiber koyuyoruz.

Beşeamel sosumuzu hazırlıyoruz. Soyduğumuz patlıcanları çatalla ezip (ben blendır kullandım) tencereye koyup beşamel sosla iyice karıştırıp tabağımıza alıyoruz.

Üzerine sotelediğimiz etlerimizi ilave ediyoruz. Imm çok lezzetli bişiy benden söylemesi :)



Afiyet olsun.

Not: Sıcak tüketilmesi tavsiye edilir. 

7 Eylül 2013 Cumartesi

Elmalı Kurabiye Tarifim/ Cookies with Apple

Evde bekleyen bir sürü elma vardı bozulmadan değerlendirmenin en güzel yönü uzun zamandır yapmadığım elmalı kurabiye yapmaktı.
Tarifin hamurunu portakalagaci sitesinden yaptım. 
Hamur Malzemeleri:
  • 1 bardak yoğurt,
  • 1 bardak toz şeker,
  • 1 paket margarin (250 gr, eritilmiş),
  • 1 yumurta,
  • 1 paketten 1 çay kaşığı az kabartma tozu ve un
İç malzemesi için: 6 adet sarı-kırmızı karışık elma, ceviz, az miktarda fındık ve 3 yemek kaşığı şeker , istenilen miktarda tarçın

Un hariç bütün hamur malzemeleri iyice karıştırılır ve kıvam bulunca un eklemeye başlanır. Hamur yapışkanlıktan çıkıp kıvam alana kadar un eklemeye devam edilir. 

İç malzemeleri bir rondo içinde karıştırılır ve tavada pişirilir.




Hamurdan istenilen büyüklük ve şekle göre alınıp içi elmalı içle doldurulur ve kapatılır. 



150-160 derecede rengi değişene kadar pişirilir.


Soğuduktan sonra üzerine pudra şekeri dökülür. Maalesef son halini çekmeyi unutmuşum:(. Afiyet olsun :))